Sevgili Yalovalılar,
Belediyelerimizde müttehitlerin gözde mahalleri vardır. Çünkü kat sayısı fazla ve satış oranları yüksektir. Şüphesiz bu mahallelerden biri de Çiftlikköy Belediyesi sınırları içinde kalan Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’dir.
Şehrimizi nasıl hançerlendiğini en güzel bu mahallede görürüsünüz. Silpagar başkan ve meclis üyeleri bu mahalleye en büyük hıyaneti yapmış insandır. Eskiden düz alanda 3,5 kat sınırı varken, bayrak tepeye doğru meyilli arazilerde bu sınır 2 kattı. Ev fiyatları çok yüksek, müttehitler bu imar yapısında kar edemedikleri için mahalleye girmiyor dediler. Bölgede tüm imarı 4 kata çıkardırlar. İşte en büyük hançer bu oldu.
Yamaçlarda bir çok 2 katlı villanın önlerine devasa 4 katlı binalar yapıldı. 4 katlı dersek, yoldan sayarsanız 4 kat. Bu arazilerde kot farkı olduğundan, 5-6 katlı binaların çokça olduğunu göreceksiniz. Düşünün bir adada birkaç tane 2 katlı ev var onların çevresinde 4-5-6 katlı birkaç parseli birleştirilmiş taban alanları 500-600 m2 bulan dev bloklar yükseldi.
Şehirleşme mi? Ne şehirleşmesi, rant süper. Bu araziler kimlerindi? Kimler ne kadar nemalandı? Bunu hiç bilmeyeceğiz. Sadece dedikodular kulağımıza çalınacak.
Buraya kadar mevcut durumun tarifiydi. Bundan sonraki kısım ise, şehrimizi hançerleyen müteahhit + görevliler bu vahşete doymamış daha fazla daha fazla diyorlar.
İnşaat yaparlarken bazı kurallar vardır demi?
Hayır bu mahallede yok.
Kepçe gelir ve kazma işini yapar.
Demirler yollara ve kaldırımlara dökülür.
Yollarda demirler bağlanır, kaldırımlar zaten inşaat bitene kadar artık onların mülküdür.
Temel atılır, beklemeye başlarlar.
Çukurlar doldurulana kadar çocukcağızların kanını içmek için pusuda beklerler.
Efendiler… Daha birkaç ay evvel İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki parkındaki çukurda bir evladımız öldü. Rantı yiyen pisliklerde hadi hiç vicdan yok. Ya görevli memur arkadaşlar siz ne yaparsınız. Hiçbir güvenlik önlemi almış firmalara nasıl olurda inşaat ruhsatı veririsiniz. Sizler geçmişte şehrin iliğini yutan zümrelerin memurları gibi değil, Türkiye Cumhuriyetin memurlarısınız. Eski alışkanlıklarınızdan kaynaklı böyle ihmaller yapılacaksa, YELE Başkanım tut boyunlarından at bunları kapı dışına. Hayır, kötü niyet yok ise, bu durumda planlama işini yapan müdürlerin bir an önce kendine gelmesi gerekir. Artık uzun süredir AK parti belediyeciliği ile yönetilen belediyede artık CHP yönetimi var. CHP eskilere rant belediyeciliği yaftasını yakıştırmıştı. Pek de haksız değildi. Şimdi yeni yönetimin bu ihmalleri, bu uygulamaları derhal bitirmesini bekliyoruz.
Sevgili hemşerilerim. Mahallede bir inşaat yapılıyor. Fotoğraflarda görüldüğü gibi inşaat kaldırımda ve yolun bir kısmını da işgal etmiş. Bu bölgede, bakkal, kırtasiye, kasap, , tüm üç harfli marketler, fırın, bisikletçi, sürücü kursu, kahveler, terziler var oplu var. Diyeceksiniz ki buralara giden KARŞI KALDIRIMI kullansınlar.
Kullanamazlar. Çünkü karşı tarafta kaldırım yok. Bu durumda yolun kenarından yürüsünler derseniz.
Yürüyemezler arabalar park etmiş.
Nereden gidecekler?
Yolun ortasından… Böyle bir saçmalık mı olur?
Derhal belediye arandı. Durum izah edildi. Sağ olsunlar birkaç saat sonra arandık ve firmaya uyarı yapıldığı söylendi.
Firma uyarıldığı halde güvenlik önlemi almaz ise ne olacak dedim. DİKKAT: Siz bu durumda bizi yeniden arayın şikayetçi olun dendi.
Behey gafiller. Yapılan uyarıyı sizin takip etmeniz gerekmiyor mu? Vatandaştan ne beklersiniz… İşte burada pis bir koku alıyorum. Sevgili Yalovalılar bu kokuyu siz de almıyor musunuz?
Yine de üç gün sonra aradım. Güvenlik önlemi alınmadığını belirtim. Ardından mahallede başka inşatları da gezdim. Gerçekten berbat. Sahil mahallesinde bir çok şantiye alanı çevrili iken buradaki hiçbir inşaat alanı çevrili değil, üstelik BİZİM kasabın karşısından ki inşaata da aynı çukur meselesinin olduğunu tespit ettim. Bunu belediyeye tekrar bildirdim. Belediye gitmiş tespit etmiş ve uyarmış.
Firmalar sonra kendilerine geldiler ve güvenlik önlemini aldılar diye düşünmeyin. Onlar NE Mİ yaptılar? Güvenlik şeridi, evet evet yanlış okumadınız naylon bant olan güvenlik şeridi çekmişler. Acı acı gülümsedim. Anladım ki bu mahallede imar müdürlüğü işini yapmıyor. Ardından tekrar aradım. Bunların ihmal olmadığı, bizzat görevlilerin işlerini yapmadıklarını belirttim. Bayramda tatilinden sonra bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağımı da belirttim. Bundan sonra apar topar tekrar zabıtalar geldi inşaatların başına. Ve takar zabıtlar tutuldu.
Sonuç olarak, bir binanın çevre yalıtımları yapıldığı için toprakla doldurdu. Tabi doldurulurken kim takar belediyeyi, orada yaşayan halkı, yolları ve temizliği. Bugünkü durumu fotoğraflardan da görebilirisiniz. Diğeri ise canımızı kanımızı içmeye susamış canavar gibi çukuruyla beklemeye devam ediyor.
Şimdi yetkililere bir şey sormak istiyorum. İlk önce buradan bir kaç gün sonra bizzat soracağız ve aldığımız yanıtları buradan yazacağız.
Güvenlik önlemi alınmamış bir inşaatı durdurma yetkiniz yok mu? Bunun uzun bir prosedürü mü var? Peki bir çocuk düşse yaralansa, Allah korusun ölse, bu prosedür nasıl oluyor da şimşek hızıyla ilerliyor. Daha özüyle, güvenlik önlemi almayan firmaya inşaat ruhsatı kim tarafından veriliyor. Memur burada güvenliğin olmadığını raporluyor ama ona rağmen birileri ruhsat mı veriyor. Yoksa memur yerinden hiç kalkmıyor, denetleme görevini yapmıyor mu?
Gideceğiz, soracağız sizin için cevapları buraya yazacağız.
Ama bilsinler ki biz bu olayların takipçisi olacağız.
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.